Fetal Distres Endikasyonuyla Sezeryan Doğum Yapmış Olgularda Non-stres Testin Karar Vermedeki Rolü
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Araştırma
CİLT: 9 SAYI: 1
P: 59 - 64
Mart 2012

Fetal Distres Endikasyonuyla Sezeryan Doğum Yapmış Olgularda Non-stres Testin Karar Vermedeki Rolü

Turk J Obstet Gynecol 2012;9(1):59-64
1. Istanbul Üniversitesi, Istanbul Tip Fakültesi Kadin Hastaliklari Ve Dogum Anabilim Dali
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Giriş:

Kardiyotokografi fetal sağkalımı artırmak için yaklaşık 4 dekattır kullanılan temel yöntemdir. Buna rağmen bu yöntemin fetal iyilik halini değerlendirmedeki etkinliği tartışmalıdır. Amaç fetal hipoksiyi tanımak ve ciddi asfiksi gelişmeden duruma müdahale etmektir. Ancak fetal kalp atım hızının monitorizasyonu hipoksinin şiddeti ile korele olmadığından operatif doğum oranları artmakta, neonatal sonuçlar bu artışa zannedildiği oranda olumlu yansımamaktadır.

Amaç:

Kardiyotokografik olarak fetal distres tanısıyla sezeryan endikasyonu verilen olguların retrospektif olarak taranıp postpartum kan gazı ve APGAR skoru referans alınarak elektronik fetal monitorizasyonun (EFM) fetal iyilik halini göstermedeki doğru karar verdirici rolünü değerlendirmek.

Materyal ve Metod:

İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 2007-2009 yılları arasında EFM' ye göre fetal distres endikasyonuyla sezeryan yapılan 590 olguya ait veriler retrospektif olarak tarandı. Olgular kendi içinde doğum zamanına göre preterm ve term olmak üzere iki gruba ayrıldı. Postpartum dönemde kaydedilen verilerden doğum kilosu, 1.ve 5. dakika APGAR skoru, kordon kanı pH, pO2, pCO2, HCO3, baz excess (BE) değerleri tarandı. İstatistiksel olarak EFM'nin fetal distres endikasyonu koymadaki pozitif prediktif değeri ve kontrol yöntemi olarak Apgar skorlamasının sensitivite, spesivite, pozitif ve negatif prediktif değerleri taranan parametreler esas alınarak analiz edildi.

Sonuç:

EFM teknikleri içinde en sık ve yaygın kullanılmakta olan EFM çeşitli nedenlerle tek başına fetal iyilik halini göstermede tahmin edildiği kadar başarılı bulunmamıştır. Bu bağlamda fetal distres tanısı konulan fetüslerin aslında %30 kadarında fetal hipoksi olduğu saptandı (pH<7.20). Fetal hipoksi gözlenen grubun %38’ lik bölümünde 1. Dakika Apgar skoru cut-off değer olan 7’ nin altında bulundu. Buna rağmen uteroplasental yetmezlik başta olmak üzere fetal hipoksiyle seyreden risk grubundaki hastalarda fetal iyilik halinin saptanmasında kullanışlı olmakla birlikte klinisyeni pekçok nedenle operatif doğuma yönlendirmesi ve gereksiz müdahale sıklığındaki artış dikkat çekici bulunmuştur. Medikolegal sorunlar göz önüne alındığında EFM' nun yaygın kullanılan yöntem olması kabul edilebilir görünmektedir.

Anahtar Kelimeler:
Anahtar sözcükler: Non-stres test, APGAR skorlamasi, umblikal kordon kani pH